AEROBİK PERFORMANSIN GENETİK

TEMELİ VE ANTREMANA UYUM-III

Tuğba Çağlar

4.3 Genetik Markerler

Gen ürünlerinin biyokimyasal ve yapısal karakterizasyonu, genlerin kodlanan bölgelerdeki kalıtsal değişiklikler üzerine bilgi sağlamaktadır. Gen ifadesinde gerekli bölgeler ve protein polimorfizimine ilaveten DNA dizilim farklılıklarının önemli olduğu düşünülür. (10)

Aerobik performans ile ilişkili genetik markerler üzerinde yapılan ilk çalışmalar iskelet kas enzimleri, HLA antijenleri, kırmızı kan hücre proteinleri gibi protein çeşitle­ri ve aerobik performans ile onların ilişkileri üzerine yapılmıştır, iskelet kas özütü analiz edildiği zaman (izoelektroffokuusing tekniği) TCA döngüsünün (Ticarboxcylic) iskelet kası enzimlerinin hiçbirisinde bir değişiklik gözlenmemiş veya aerobik perfor­mansın bireyselliği ile belirlenmesinin muhtemel olmayacağını göstermiştir. (3)

Bir başka çalışmada ATP üretimi ve maxV02'de gerekli olduğu saptanan genler arasında bir ilişki bulunmuştur. Anneden genetik materyalin aktarımı ile maxV02 arasında ilişkinin olduğu ileri sürüldü, mtDNA anneden katılan genetik materyal için bir adaydır. mtDNA kalıtımın anne modunu transferine imkan sağlayan küçük bir genomedir. 2 farklı labaratuarda RFLLP teknolojisi kullanılarak yapılan araştırmalar­da mt Geomenin yaklaşık %3'ü DNA varyasyonu için bir engel olmuştur (22 enzim kullanılarak). Çoklu DNA değişimleri bu 15 enzimle meydana çıkarılmıştır. Poliformizim düzeni antrenman öncesi ma0xVO2'deki bireysel farklılıklarda zayıf ilişki görülmüştür. Fakat 3 farklı mtDNA tipinin taşıyıcıları, taşıyıcı5 olamayanlardan çok daha yüksek bir şekilde vücut ağırlığının kg mı başına maxV02 değerine sahiptir. (3)

Ayrıca, sitokrom oksidaz'ın nükleer suubünitesi ve kas CK'ını kodlayan genler, kas AK1 ve PPGK enzimleri gibi ATP rejenerasyon işlemlerinde gerekli nükleer genlerden incelenmiştir. MaxV02 ve bu genlerin herhangi biri için DNA dizilim farklı­lığı arasında hiç bir ilişki bulunamamıştır. 527

 

5. KALITIMIN ANTREMANA ETKİSİ 5.1Antremana Karşı Verilen Yanıt

Kalıtım dayanıklılık performansının çeşitli fenotiplerinde ve sedanter bireyler arasındaki bazı belirleyicilerin değişimine katkısının çok az olduğu sonucu çıkarılabilir. Bununla birlikte ölçülen denekler yoğun, sürekli ve düzenli egzersiz taleplerinden sorumlu olmayan sedanterler olmuştur. Bu koşullar altında bireysel farklılıklar, metabolik oranda önemli kazanımlar görülen stres altındaki kişilerle karşılaştırıldığında geni etkileyen DNA varyantlarından çok az etkilendikleri görülmüştür (3). Bundan dolayı sedanter deneklerin düzenli egzersize tabii tutulduğu durumlarda genetik fark­lılıkların daha göze çarpıcı olacağı önerisi oldukça mantıklı görülmektedir.

5.2 Bireysel Farklılıklar

Araştırmalar aerobik performans, atım volümü, iskelet-kas oksidatif kapasite ve lipid oksidasyonun antrenmana uyum sağlayabilen fenotipler olduğunu göstermiştir(3).


Tablo-2

 

Fenotip   ,

Ailesel İliş.

Kalıtsallık

Maternal ve Patemal Etki

Submaximal Güç Harcan.

+

Hayır

Hayır

90 min Performans

++

++

Bilinmiyor

V02max

+

+

Slight maternal

Kalp Büyüklüğü

++

+

Hayır

Stroke Volume

++

++

Bilinmiyor

Kas Fibril Kompozisyon

++

+

Bilinmiyor

Kas Oksidasyon Potan.

++

+

Bilinmiyor

Lipid Subsrate Oksid.

++

+

Bilinmiyor

Lipid Mobilizasyon

++

+

Bilinmiyor

 

Tablo-3

 

Fenotip

Yaklaşık F Oranı

Submaximal güç harcamalı

2-4

90 -min performance

10-12

V02 max

6-9

Kalb büyüklüğü

Undetermined (Ölçülememiş)

Stroke volume

6-10

Muscle fibre composition

1 -2

Muscle oxidative potential

2-5

Lipid substrate oxidation

2-5

Lipid mobilization

5-10

 

 

Sedanterlerin maxVo2'leri birkaç aylık antrenman sonrası % 20 ile % 30 arasında artmıştır. İskelet-kas oksidatif potansiyeli antrenman ile kolaylıkla % 50 artırılabilir ve % 100'lük artışlar görülebilir. Bununla birlikte eğer antrenmanlara verilen yanıtlarda genotiplerin rolü incelenecek olursa, antrene edilebilmede bireysel farklılıklar olabile­ceğine dair kanıtlar olmalıdır. Bu kavramı destekleyen ve dikkat edilmesi gereken görüşler bulunmaktadır (2)(8).

MaxV02'ye verilen tepkilerin kapsamlı göstergeleri aşağıdaki tabloda görülmekte­dir.

 

Tablo: 4

 

 

Antrenman Öncesi Fenotip

Fenotipteki Değişim

 

 

Ortalama

Standart sapma

Ortalama

St.Sapma

min

max

V02 max

Qucbee(n=17)*

Arizona (n=29)   .

Max work output (MJ)in 90 min

(n=24)

Max work output (kJ) 90 s(n=l 7)

Max work output (kJ) 10 s(n=l 7)

 

2.9 3.4 567

 

25.7 6.7

 

0.42 0.57 140

 

4.1 0.8

 

0.63 0.42 213

 

7.5

l.4

 

0.25 0.22 155

 

2.6

0.7

 

0.13

0.06

42

 

2.5 0.3

 

l.03 0.95 516

 

13.0 2.7

 

Aynı antrenman programında bazı deneklerde 1 İt. kadar 02 alımında artış görü­lürken, bazılarında maxV02'de hiçbir değişiklik görülmeyebilir. Antrene edilebilirlikteki bu gibi bireysel farklılıklar yaş ya da cinsiyetle açıklanamaz. Çünkü bütün denekler 17-29 yaş arasındaki genç yetişkin erkeklerden oluşmuştu. Antrenmanın başındaki programda maxV02'ye verilen tepki %25 olarak hesaplanmıştır.(3). Başlangıçta maxV02 ne kadar düşükse, antrenman ile o kadar çok artar.

5.3 Ailesel Benzerlik

Bireyselliğin antrenmana uyumunda ana sebep ne olabilir?

Bu sorunun cevabını genlerin fonksiyonunu araştırarak bulmak mümkündür. Bu hipotezi test etmek amacıyla, tek yumurta ikizleri üzerinde dört farklı antrenman uygulaması yapılmıştır. (Tek yumurta ikizleri farklı bireysel özelliklere-genotiplere sahip olmalarına ulaşmak imkanı doğmaktadır.) Çalışmaların sonucunda, dayanıklılık performansını etkileyen fenotiplerin antrene edilmesindeki bireyselliğin ailece yüksek ve büyük olasılıkla genetik olarak belirlendiği görülmüştür. Aşağıdaki tabloda maxV02'nin antrene edilebilirliğinin kanıtları yüzde olarak özetlenmektedir.

SÜRECEK

 

Yayına Hazırlayan : Adem ERTAN